18 Temmuz 2013 Perşembe

Penaltı

Penaltı 10 kural dışı hareketin ceza sahası içinde yapılması ile oluşan bir direkt atıştır.Atışın yapıldığı yere beyaz nokta denir.Kale çizgisine dikine 11m uzaklıkta olmalıdır.
Penaltı atışı bir kaleciye doğru yapılır ve top kendi ekseni etrafında bir tur atana kadar ceza sahasına kimse giremez.

Top ekseni etrafında tur attıktan sonra başka bir oyuncunun şut atması durumunda gol geçerli olur,yani penaltı pas olarak kullanılabilir.Ancak penaltı atışı daima ileriye doğru olmalıdır,geriye doğru atılan bir penaltı bir kural ihali mevcuttur bu durumda atışı yapan  oyuncunun takımı aleyhine endirekt serbest vuruş kararı verilmelidir.
Atışı yapan oyuncu başka birisi ( direk dahil değil yani top direğe çarpıp geri dönerse) dokunmadan topa tekrar temas edemez atıştan sonra.

Savunmadaki kaleci: vuruş yapılıncaya kadar kale direkleri arasında kendi kale çizgisi üzerinde yüzü vuruşu yapacak oyuncuya dönük durumda bulunur." diyor FIFA.Bu şu anlama geliyor kaleci vuruş yapılmadan önce çizgi üzerinde değil önünde veya arkasında ise ve gol olmamışsa atış tekrar edilir ancak gol olursa,gol verilir.

Melo'nun kalede durduğu bu pozisyonda çizgi üzerinde durmadığı bellidir.Vuruş tekrar edilmeliydi.

Ayrıca vuruş yapılırken dış bir etken topa müdahale ederse (köpek,taraftar) atış tekrar edilir.Top direğe,kaleciye çarpıp geri dönerken dış bir etken müdahale ederse topa müdahale alanından itibaren hakem atışı verilir.


TEMDİT PENALTISI 

Sonucu,bir sonraki maçın varlığını gerektiriyorsa başka bir deyişle bir kazanan bir kaybedenin olması gerektiği maçlarda- ki genelde kupa maçları- 90dk'nın  berabere bitmesi ve uzatma imkanı varsa kullanılmış olması şartı ile ( FIFA organizasyonlarında 3-4.cülük maçında genelde uzatma oynanmaz.) seri penaltılara geçilir.Buna temdit (uzatma penaltısı) penaltısı denir. 5 li seri olarak başlar.



PENALTININ HİKAYESİ

Bu hikayeyi Müslüm Işıklar'ın kaleminden aynen aktarıyorum.
Her şey Kuzey İrlanda’nın Milford köyünde bir kalecinin zihnindeki soru işaretlerinden ortaya çıktı. Kale alanı yakınlarında dahi yapılan faullerin cezasının serbest atış olması savunma oyuncularını sürekli faul yapma kolaylığına itiyordu. Hal böyle olunca futbol gittikçe çirkinleşiyordu. Bu çirkinliğe son vermek gerekirdi.

William Mc Crum adlı bir kaleci her şeyi göze alarak penaltı kuralının oyuna dâhil edilmesi gerektiği fikrini ilan etti. “Her şeyi göze alarak” derken kimilerince “Canım altı üstü bir futbol kararı, bunun göze alınmasının ne sakıncaları olur?” denilebilir. Fakat durumun bu kadar basit olmadığı Mc Crum’ın alay konusu olması ile yaşanarak anlaşılacaktır. Söylediklerinin mantıklı olduğu ise yaklaşık on iki ay sonra anlaşılmış olacak ki, bu kural futbol edebiyatının içerisine “penaltı” adıyla alınacaktı.

ASTON VİLLA TARİHE GEÇMEKTEN KURTULMUŞ
İlk penaltı kararı kullanılması değil, daha çok kullanılamaması yönünde ses getirmiştir. Stoke City ile Aston Villa arasında oynanan mücadelede maçı 1-0 önde götüren Aston Villa’nın aleyhine verilen penaltı kararına sinirlenen Villa kalecisi, topu uzun bir degajla ağaçlıkların arasına gönderir. Top bir türlü bulunamaz ve mücadeleyi Stoke City 1-0 kaybeder. O zamanlarda şimdiki gibi temdit penaltısının olmadığı bu olaydan anlaşılıyor. Bilinen ilk penaltı golü ise 14 Eylül 1891’de Wolverhampton ağlarına gönderilmiştir. Accrington Stanley takımının John Heath adlı oyuncusu, 5-0 kazandıkları mücadelede kullandığı penaltı vuruşuyla penaltıdan gol kaydeden ilk oyuncu olarak tarihe geçmeyi başarmıştır.

İLK PENALTI GOLÜ BİR FENERLİ’DEN
Ülkemizde ise Galatasaray ve Mersin İdman Yurdu’nun efsane futbolcusu Kadri Aytaç, o dönem formasını giydiği ve yetiştiği kulüp olan Karagümrük adına kullandığı penaltıyı ağlarla buluşturamamış, böylelikle Türkiye Profesyonel Ligi’nde penaltıyı ilk kullanan ve kaçıran futbolcu olarak tarihe geçmiştir. Aytaç bu penaltıyı Vefa takımına karşı kullanmıştı.

Kadri Aytaç’ın yararlanamadığı 1959 yılındaki bu penaltının ardından, aynı sene Fenerbahçe’nin ve Milli Takım’ın unutulmaz golcüsü Lefter Küçükandonyadis, Kadri Aytaç’ın yapamadığını yapmış, Beykoz ağlarına gönderdiği penaltıyla bu anlamda Türk futbol tarihine adını kazımıştır. Fenerbahçeli Zafer Tüzün ise kullandığı 4 penaltıyı da gole çevirerek bir maçta en fazla penaltı golü kaydeden oyuncu olarak tarihe geçmiştir. Tüzün, bu golleri memleketinin takımı Eskişehirspor’a karşı kaydetmişti.

Arjantinli ünlü golcü Martin Palermo da Kolombiya’ya karşı kazanılan 3 penaltıyı gole çeviremeyerek bu alanda dünya rekorunu elinde bulundurmaktadır.
Dünya Kupası’ndaysa ilk penaltı kaçıran oyuncu Arjantinli Fernando Paternoster olurken, Meksikalı Manuel Rocquetas penaltıdan golü bulan ilk futbolcu olarak tarihe geçmiştir.

MUCİT KALECİ YOKLUK İÇERİSİNDE ÖLMÜŞTÜR
Yeniden penaltının mucidine dönecek olursak, birçok insan belki kaleciliğiyle değil, ama penaltı kuralını ortaya atışıyla adından söz ettiren bu İrlandalıya futbolun golden sonra ki en önemli kararını borçludur.

Gerçekte içerisinde siyasi, sosyal, ekonomik sebepleri barındırmakla beraber, El Salvador-Honduras Savaşı’nın kıvılcımının bir futbol müsabakasında çıkan olaylar olduğunu ve bu minvalde verilecek yüzlerce örneğin yaşandığını hatırlayacak olursak, futbolun o kadar da kulak ardı edilmemesi gerektiği realitesi net bir biçimde anlaşılacaktır. Dolayısıyla heyecanlı futbol aktivitesinin en heyecanlı kuralı olan penaltının bulucusu William Mc Crum’a futbolseverlerin bol adrenalin borçlu olduklarını ifade etmek yanlış olmasa gerek.
Fakat mucit kalecinin ölümü, buluşunun bugün yarattığı süksenin aksine oldukça sakin bir biçimde gerçekleşir. 2 Haziran 1891’de kural haline dönüşen penaltının mucidi William Mc Crum, futbola böyle bir heyecan ve varlık kazandırırken, zengin bir ailenin çocuğu olmasına rağmen, 1932 yılında yokluk içerisinde hayata gözlerini yumar.